25 Haziran 2018 Pazartesi

Çinli deneme üstadı Li Yü'den genç kadınlar için talim- i edebiyat:

Kadınlardaki biricik güçlük yazı dersinin başlangıcındadır. Bir kere başladılar mı erkeklerden daha akıllı oldukları meydana çıkıyor. Zira, erkeklerin düşünüşü dağınıktır, kadınların yüreği ise vahdetlidir.

En iyisi onları içlerinde şahsi hisler uyandırmadan önce sanatlara alıştırmaktır. Onlarla duyguya dayanan bir münasebet kurar kurmaz irade ile düşünüşleri bir olmaktan çıkar. O zaman parçalanmış olurlar.

Kadınlara önce yazı işaretlerini öğretmeli; sonra ad yazmayı öğretmeli. Her gün elden geldiği kadar çok işareti kafalarına sokmak değil, her gün az sayıda birkaç tane öğretmek doğru olur. Önce en az çizgisi olan, gözle en kolay kavranabilecek olanları seçmeli sonra da yavaş yavaş daha güçlerine, çok çizgisi olanlara geçmeli. Günler aylar geçtikçe daha fazla ve daha fazla almalı; altı ay yahut bir yıl geçtikten sonra artık kadına oku, diye emretmeye lüzum kalmaz. O kendi kendine her şeyi açıklayabilir, her şeyi anlayabilir. Okumaktan zevk duymaya başlar başlamaz, ona içinde aşk macerası bulunan bir hikaye verilmeli; yahut da dramatik karşılıkları bulunan bir piyes. Öncelikle bunları okusun. Bunların her biri kitaptır, ama ona kitap değilmiş gibi gelir. Böylece hiddete kapılmadan ayrıca emir verilmeden bilgi ilerletilmiş olur. Bunu nasıl açıklamalı? Bunun sebebi, roman ve hikayelerdeki kelimelerin çoğunlukla günlük hayatın kelimeleri olmasıdır. Kadın onları okuduğu vakit, sanki eski ahbaplarına rastlamış gibi olur. 

Kadını kocası kolay edebiyattan hareket ederek güç edebiyata alıştırırsa o zaman aynı yastık üzerine başlarını koyarak edebiyatın sözünü ederler; bu da erkeğin kürsüye çıkıp ona edebiyat hakkında ders vermesinden on defa daha iyidir. Bunun tesiri tam zamanında yağmur gibidir.