20 Mart 2019 Çarşamba

İnsanlar arasında bir tür ilişki vardır ki, Çekçede "soudruzstvi" kelimesiyle karşılanır; yani "arkadaşlar arasındaki dostluk" ; aynı siyasi mücadeleyi verenleri birleştiren duygudaşlık. Davaya ortak bağlılık ortadan kalktığında, duygudaşlığın nedeni de ortadan kalkar. Ancak dostluktan üstün bir çıkarın boyunduruğu altındaki dostluğun dostlukla ilgisi yoktur. 

Zamanımızda, dostluğu inançlar dediğimiz şeyin boyunduruğu altına almayı öğrendik. Hatta bunu ahlaki doğruluğun gururuyla yaptık. Savunduğumuz fikrin bizim en beğendiğimiz varsayım, mutlaka eksik ya da kusurlu, muhtemelen geçici olduğunu, sadece çok dar kafalıların onu bir kesinlik ya da bir doğru olarak görebileceğini anlamak, gerçekten büyük olgunluk gerektirir. Bir inanca çocukça sadakatin tersine, bir dosta sadakat meziyettir, belki de tek meziyet, sonuncu meziyettir.

René Char'ın Heidegger'le yan yana fotoğrafına bakıyorum. Biri Alman işgaline direnişiyle ünlü. Öteki hayatının bir döneminde, yeni filizlenen Nazizm'e yakınlık duyduğu için aşağılanmış. Fotoğraf savaş sonrasında çekilmiş. Sırttan görüyoruz ikisini; kasketleri başlarında, biri uzun öteki kısa, doğada yürüyorlar. Bu fotoğrafı çok seviyorum.

Milan Kundera, Bir Buluşma (Une Rencontre)



René Char ve Martin Heidegger