28 Ocak 2017 Cumartesi


Şehir kaleiçlerine sığarken. Surların içi tekin, evler ahşap, geceler uzun, hayat pek anlamlı, insan daha bir insanken. Vaktin nice olduğunu ağaçların uzayıp kısalan gölgelerinden ya da kedilerin gözlerinden anlarken. Sahi öyleyken nasıldın?

Ankara, mon amour! Şimdilerde senin için tekinsiz ve ruhsuz diyorlar. Orhan Veli'nin ölümü senin sokaklarından birinde düştüğü bir belediye çukurunda bulmasından mıdır, yoksa burada herkesin ansızın benzer bir akıbete uğrayabileceği korkusundan mı, bilemiyorum. Ama lütfen onlara henüz atmakta olan bir kalbin olduğunu hatırlat. Hiç de ruhsuz olmadığını, Mehmet Akif'i, Tanpınar'ı, Cahit Sıtkı'yı, Oktay Rıfat'ı, Melih Cevdet'i, Cemal Süreya'yı, Metin Altıok'u, Vüs'at O. Bener'i ve daha nicelerini kalbinde nasıl ağırladığını hatırlat. Nasıl iyi kalpli bir üvey ana olduğunu hatırlat.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder