24 Kasım 2021 Çarşamba

Ortaçağ Avrupası'nda bir filozof ve bir keşiş.

Çağındaki çoğunluktan farklı düşünebilen Scotus Erigena ve transubstantia öğretisini (şarabın ve kutsal mayasız ekmeğin Mesih'in gerçek kanına ve bedenine dönüştüğü görüşünü) ilk kez ortaya atan Başkeşiş Paschasius Radbertus. 

Jung, bu iki ismi, iki ayrı tip olarak karşı karşıya getirir. Scotus, Jung'un ifadesiyle, düşünme biçimi ve önceliklerinden dolayı çağının ruhuyla ve etrafındaki dünyanın arzularıyla uyumlu değildir. Akılcı olduğu ve mantıklı düşünebildiği için başarılı olamaz. Onun yerine başarı, kesinlikle düşünemeyen, simgesel ve anlamlı olanı bayağılaştırıp tenselleştiren, dinsel tecrübeleri somutlaştırmak için her şeye sahip çağının ruhuna apaçık uyum sağlayan Başkeşiş Radbertus'un payına düşer. Bu karşılaşmanın bir mukayeseye dönüşmemesi için gayet hassas davranır Jung. Entelektüel açıdan, Radbertus'un başarılarıyla ilgili tek taraflı, küçümseyici bir yargıya düşmek istemez. Scotus'a saygı duyarken Radbertus'u hor görmek doğru değildir ona göre. Bildiklerimiz doğrultusunda Scotus'un akılcı, Radbertus'un ise programlı olduğunu söyleyebiliriz yalnızca. 

Fakat şimdi bile akılcı, kendi çağını aşan, hür düşünmeye cüret eden kimseler yerine; düşünemeyen ancak dışadönük ve sistemli olanların başarılı addedilmesine sanıyorum içerlemeyen yoktur.

Bugün Scotus gibilerin ve Doğu'daki benzerlerinin manastırdaki yoldaşları ya da otoritenin kendisi tarafından katledilmiyor oluşu bir teselli. Onun yerine yalnızlaşmak, dışlanmak, daha kötüsü çağın ruhunun akla her an nasıl galip geldiğini köşelerinden seyretmekle uzun bir ölüme terkediliyor gibiler. Bu uzun ölüme dayanabilmek için de bir şeyleri kurban etmeleri gerekiyor.

Geçmişte olduğu gibi en başta aklı kurban ediyor kimisi. (Sacrifium İntellectus) Metafizikle buluşturulan akıl uzun ölüme bir nebze dayanıklı hale getiriliyor. Ölüm sancısı çeken bir akıl zaten tıkanmış bir akıldır. 

Kurban ettikleri bir başka şey ise "nesnel bakış." Artık yalnız bırakıldıklarına göre yanlı olabilirler. Yan çıkacak başka kimse olmadığı için kayırabilirler kendilerini. Uzun ölüme dayanabilmenin bir başka yoludur bu.

Ve elbette egonun iliklerine biraz can verebilmek adına, kendinden yana oluşun ileri bir raddesi olarak kibre kapılmak. Radbertus gibilerin iddiaları hayatı kolaylaştırıp insanın arzu ettiği şeyleri somutlaştırabilir ama hakikat Scotus gibilerden yanadır. Bu az şey midir?! 

Düşünürünü vaktinde bir ölümle (buna egonun ölümü de diyebiliriz) geride bırakarak ya da yalnız çağınının ruhunu dirilterek hayatiyet kazanabilecek olan çoğu fikir, bu uzun ölüm esnasında safsataya dönüşüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder