27 Ocak 2016 Çarşamba

Bir şeyi birine doğrudan, içinden geldiği gibi söylemeyi düşündüğünde anlaşılmamayı, başına yıkılacak dünyayı, taşacak denizleri, göçecek yolları hesaba katabilirsin. İyi ve kötü bütün ihtimalleri art arda sıralayabilirsin. Bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı fikrine kapılır, hatta bunu bile isteye göze alabilirsin. Defalarca karar verip defalarca vazgeçebilirsin. Ama söyleyeceğin şeyi öylece, katıksız söylediğinde bunların hiçbiri olmayacak. Belki o gece rüzgarın yönü değişecek, gökyüzü bulutlanacak, dünyanın öteki ucundaki bir adam yalnız yatağında ansızın ölecek, buzullar biraz daha eriyecek, yer altında bir nehir sessizce yatağını değiştirecek, afrika'nın yoksul kabilelerinden birinde bir salgın hastalık baş gösterecek, kuzey avrupa'da bir kadın çok sevdiği bir grubun konserinde alkol komasına girecek, burma boynuzlu keçilerin nesli tükenecek ve neyse ki bunların hiçbirinin senin doğrudan söylediğin şeyle alakası olmayacak. Sen sadece söylemiş olacaksın. Karşındaki duymuş olacak. Hepsi bu.

1 yorum: