10 Mayıs 2020 Pazar

"İnsan batarak dibe vurur. Dalarak bir meselenin temeline iner. Gemi kazazedeleri için, denizin dibi kimsenin canlı ulaşamadığı son durak olmuştur daima. Gerçi nihai bir temellendirmeydi bu, ama ironik anlamda: Temellendirerek dibe oturanlar, oradan ne çıkabiliyor, ne de yükselebiliyorlardı."

Yüzeyle yetinemeyenin derine dalma arzusu hem mütevazi hem de onu ilerletecek bir arzu olabilir. Dalmak, derinliğe doğru bir hamle olsa bile yüzeyle (görünenle, kıyıyla, sağlam zeminle) kurulan mevcut bağı koparmadan süren bir eylemdir. Kendine olduğu kadar yüzeye ve derine de "rahatlıkla" imkan tanır. Haliyle onda endişenin narsisizmine yer yoktur.

Endişe, kendilerini yüzeyde tutan halatın varlığına dikkat kesilen, böylelikle dalmak ve boğulmak arasında henüz gerçekliği olmayan bir seçime zorlanan dalgıçlar yaratır. Onların teşebbüsü genellikle suyun yüzüne çıkmak ya da kıyıya vurmakla nihayetlenir. Endişenin narsisizmi ise, derinliği keşfetmenin asıl yolunun halattan (sağlam bir zemin fikrinden) kurtulmak olduğunu düşündürür. Bu aynı zamanda bir temellendirmedir. Temelin kendisi değildir. Temel, sadece dipte olanla değil yüzeyde olanla da ilişki halindedir. Derininde tohumun (özün), köklerin ve suların yer aldığı, üzerinde ise türlü bitkinin, canlının ve yeni zeminlerin mukim olduğu toprak, temeldir. Endişenin narsisizmi, (temelsiz) temellendirmelerle yani kucaklarında sıkı sıkıya yapıştıkları çapaların ağırlığıyla (halat çoktan yüzeysel bulunup azımsanmıştır.) derinliğe "batan" dalgıçlar yaratır. Dalmak, yüzeye de hak ettiği önemi vermek demektir. Batmaksa, kimsenin canlı ulaşamadığı bir derinliğe kendinin ulaşabileceğine dair bencil bir inanç ve o inancı besleyen endişeyle meydana gelir. Dibe vuranlar çoğunlukla kendi temellendirmelerinin kurbanı olurlar.



1 yorum:

  1. dibe vurmak dediğin şey bir yeni/yeniden başlama noktası olacaksa lazımdır/elzemdir. kendi içini(e) dü(e)şmenin bir derinliği var mı?

    kaybolmayı gerektirecek kadar "kendi/si" olmayı göze alacak kaç kişi var? cesaret ve maharet bir mahrem alandır bu anlamda. kaybolur ve olursun; yada olur ve kaybolursun... başlangıç noktasını seçmek sana bırakılmış. başlangıç bu sefer dipten start verecekse ellerin uzar,parmakların çoğalır,ipi kopmuş bir uçurtmadır nabzın. delidir akar/çağıldar damarlarında kendi gürültün. susturamazsan bütün uzuvların yer değiştirir başkalaşırsın.

    Dipte olmanın ve dipten konuşmanın kumaşı farklıdır. gündüz sevmez bu kumaşı, gece giyer. sürerken gece siyahlığını herkesin anına ve alnına, annen olur gece. benimse hem vaktim hem nakdim. gözlerini ve kirpiklerini katlayıp zarflayan bir anne! düşlerini sokak çocuklarının dizlerine kabuk yarası yapıp dilencilere bozuk para diye dağıtan "daha başka bir dalgınlık" olur.

    YanıtlaSil