Uyuyacağımız yeri iyi seçeriz. Gözünü yumup bedenini teslim edeceği bir yatak, bir ev ya da yurt olmadan öznenin varlığını sürdürmesi mümkün olmaz. Konfor alanlarımızda hepimiz sıhhatte, emin ve emniyetteyiz. Fakat özne, eğer bilinci uyanıksa, uykunun geçici bir konfor olduğunu da sezer. Böylece kendini dışarıya, başkaya açılmış halde bulur. Çünkü öteki, uykuyu kaçırandır. Özneyi belirli bir koşulda (şu ya da bu durumda) değil hemen her koşulda emin ve emniyette olmaya zorlar. Sadece benzeri karşısında değil ötekinin yanında da dürüst ve güvenilir olmaya... Sonsuz bir insomniada yaşamanın kâbusuyla sonsuz bir gaflet uykusuna düşmek arasında duran özne, aynı anda hem varlıkta, yuvada, teslimiyette diretir hem de yokluğu, faniliği, yalnızlığı tecrübe eder. Dostluğu kaidelerinden, aşkı hem öznesinden hem nesnesinden eden bir aşkınlık halidir bu. Çetindir, ilahi bir kudretin yardımı olmaksızın imkansızdır. Fakat aşkı nesnesinden kurtarmanın yalnızlık gibi bir bedeli, öznesinden kurtarmanınsa hakikat gibi bir ödülü vardır.
Yaralı Geyik, Frida Kahlo
özne ve nesnenin birbirinin tamamlayıcısı olduğunun en güzel izahı bütünlüktür. birincisinin kaybından ödül,ikincisinin yokluğundan ise yalnızlık doğurtulmuşsa yukarıdaki cümlelerde;bilinç öksüz bir çocuktur. kelimelerle üstünü kirleten bu çocuk susarak kendini emniyete çeker. kelimelere bulaştıkça üstü batacağını çok iyi bilir. içine düştüğü her gürültüden en baş ettiği kelam dizgesini boğazlayarak çıkar. kimileri için boğazına kadar çektiği bir fermuardır yaşamak.
YanıtlaSil