İlahi iradenin anlaşılmaz derinlinliklerinde kaybolanlar, izah arayanlar, yekten teslim olanlar ya da dümeni aksi istikamete kıranlar. Bu kabaca bir tasnif değil. Aynı insan farklı zamanlarda dört yerde salınıp gezinebiliyor. Hatta kendine yeni yollar bile tayin edebiliyor. Fakat teslimiyet, zannedildiği gibi yorgunluktan ya da bıkmışlıktan sonra gelen bir hâl olmuyor. Kolaya kaçmak? (Deneyin ve ne denli zor olduğuna şahit olun.) O, daha ziyade zamanın ve kendi zamanımızın sonuna dair (alternatif değil) öncelik arayan mutedil bir bilinçten doğuyor. Kardeşliğin, (inananlar ancak kardeştirler) saffetin ve ismetin âguşuna özlemle koşmak, sizden sorumluyum ve siz benden sorumlusunuz diyebilmek, silikleşmiş bir selamet vaadini çıkarsızca (hiçbir aklın hususi yararına tesis etmeden) ve yargılamaksızın hatırlamak/ hatırlatmak dileğiyle birlikte geliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder